Ülkemiz, son günlerde birbiri ardına gelen kadına yönelik şiddet olaylarıyla yeniden sarsıldı. Bu kez Manisa'da yaşanan korkunç bir olay, hem toplumda büyük bir infiale neden oldu hem de şiddetin boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Olay, dün akşam saatlerinde bir evde yaşandı. İddialara göre, 40 yaşındaki H.C.N. adlı şahıs, eşi D.K. ile dönemin geçimsizlikleri sebebiyle tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesiyle birlikte olaylar kontrolden çıktı ve H.C.N. eşine saldırdı. Maalesef, bu saldırı sonucunda D.K. ağır yaralandı ve hastaneye kaldırılmasına rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Yanında olan 8 yaşındaki kızları Z.N. ise, bu esnada babasının öfkesinden nasibini aldı ve yaralandı. Kız çocuğu hastaneye kaldırılarak tedavi altına alınırken, H.C.N.'nin durumu ise polise haber verilmesiyle birlikte hızla ortaya çıktı. Olay yerinden kaçan adam, kısa sürede yakalandı. Gözaltına alınmasının ardından, olayla ilgili soruşturmanın derinlemesine sürdüğü belirtildi. Türkiye’nin dört bir yanında olduğu gibi Manisa'da da yürütülen bu tür araştırmalar, kadına karşı şiddetin önlenmesi adına yapılan çalışmaları zorunlu hale getiriyor.
Kadına yönelik şiddet, sadece Manisa'da değil, tüm ülkede tartışılan bir mesele olmayı sürdürüyor. Son yıllarda artan kadına şiddet vakaları, kamusal bir sorun haline gelmiş durumda. Türkiye'de her gün binlerce kadın, fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddete maruz kalıyor. Resmi verilere göre, her üç kadından biri hayatının bir döneminde şiddete uğradığını ifade ediyor. Bu durum, sadece mağdurlar için değil, toplumsal yapının sağlığı açısından da tehlike oluşturmaktadır. Aile içindeki bu tür olayların, topluma etkisi büyük. kadınların maruz kaldığı şiddet, çocuklar üzerindeki negatif etkiyi de beraberinde getiriyor ve ikili ilişkilerin temel dinamiklerini sarsıyor. 8 yaşındaki Z.N.'nin durumu, bu noktada dikkatleri çekiyor. Çocukların yaşadığı travmalar, gelecek nesiller üzerinde kalıcı etkiler bırakabilir ve bu da toplumun genel sağlığı açısından son derece kaygı verici bir durumdur.
Aile içindeki şiddeti önlemek için atılacak adımlar, yalnızca yasalarla sınırlı kalmamalıdır. Sosyal farkındalık yaratmak, eğitim programları düzenlemek ve bu konuda bilinçlendirme çalışmaları yürütmek oldukça önemlidir. Toplum, kadına karşı şiddet konusunda daha duyarlı hale gelmeli, böylece bu tür olayların yaşanmasının önüne geçilmelidir. Medya, kamuoyu oluşturma noktasında önemli bir rol oynamaktadır. Kadına yönelik şiddetle ilgili haberler, sadece olayı aktarmakla kalmamalı, aynı zamanda toplumda bir farkındalık yaratma amacı taşımalıdır. Bu, toplumun vicdanını harekete geçirecek ve benzer olayların bir daha yaşanmaması adına bir ilk adım olabilir.
Ayrıca, devlet mekanizması ve sivil toplum kuruluşlarının birlikte çalışarak, bu tür vakaları en aza indirmeye yönelik eylem planları geliştirmesi gereklidir. Kadınların şiddete uğramalarının önlenmesi ve korunmaları için gereken hukuki ve psikolojik destekler sağlanmalıdır. Sadece yasal önlemler almak, sorunların çözümüne yeterli değildir. Bu olaylar, toplumda olduğu gibi aile yapısında da büyük bir sorun teşkil etmekte ve herkesin bu konuda üzerlerine düşeni yapması gerektiği gerçeği ortaya çıkmaktadır.
Manisa'daki bu acı olay, yine kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda toplumun ne denli bir sorumluluğa sahip olduğunu göstermektedir. Z.N. gibi kız çocuklarının geleceği için bu konuda daha fazla bilinçlenmek, tüm toplum olarak en büyük görevimiz olmalıdır. Kadına yönelik şiddeti durdurmak, her birimizin sorumluluğundadır.