Ekonomi alanındaki gelişmeler, Türkiye'nin mali gidişatını büyük ölçüde etkileyen önemli unsurlar arasında yer alıyor. Bu hafta, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) alacağı yeni faiz kararı ve enflasyon verileri, piyasaların dalgalanmasına neden olma potansiyeline sahip. Yaklaşan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı ve ekonomik veriler, yatırımcıların ve ekonomistlerin dikkatini çekiyor. Şu anki beklentiler, politika faizinde önemli bir düşüş olacağı yönünde. Detayları gözden geçirelim.
Merkez Bankası'nın bu ay gerçekleştireceği PPK toplantısında politika faizinin 250 baz puan indirilerek yüzde 42,5 seviyesine düşmesi bekleniyor. AA Finans'ın yaptığı anketin sonuçlarına göre, ankete katılan 20 ekonomist de bu değişikliği öngörüyor. Önceki toplantıda ocak ayında yapılan 250 baz puanlık indirimle faiz %47,50'den %45'e çekilmişti. Piyasalarda bu gelişmelere yönelik tepkiler de dikkat çekici. Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, geçen hafta %0,59 değer kazanarak 9.658,72 puandan kapandı. Gözler şimdi, yeni haftada açıklanacak faiz kararı ve enflasyon verilerine çevrileceği için borsa üzerinde olası etkiler düşündürücü.
Anket sonuçlarına göre yıl sonu politika faizi beklentilerinin medyanı %30 seviyelerinde bulunuyor. Bu durum, piyasaların üst kısımda öngörülen faiz oranının istikrarlı bir şekilde düşebileceği anlamına geliyor. Ancak, TCMB'nin faiz kararının uygulamaları ve piyasa üzerindeki etkileri konusunda belirsizlikler hala devam ediyor. Ekonomik göstergelerin oluşturduğu belirsizlik ortamı, yatırımları etkileyebilir ve hombro etkisi yaratabilir. Borsa ve Türk Lirası üzerindeki olası dalgalanmaların nasıl bir yön alacağı ise önümüzdeki günlerde netleşmesi bekleniyor.
Diğer yandan, 3 Mart'ta açıklanacak şubat ayı enflasyon verileri de önemli bir gündem maddesi. Ekonomistlerin şubat ayı enflasyon beklentileri, %2,97 civarında şekilleniyor. Önceki ay %42,12 olan yıllık enflasyon oranının ise %40'a düşmesi bekleniyor. Bu tür verilerin açıklanması, hem yatırımcılar hem de kamuoyu adına bir seferberlik oluşturabilir. Beraberinde gelen üretim istatistiklerinin de bir etki yaratacağı aşikâr. Türkiye ekonomisi 2023 yılında %3,2, 2024'ün son çeyreğinde ise %3 büyüme gösterdi. Bu büyümeye dair yapılan tahminlerde, kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla olan 507 bin 615 lira (15 bin 463 dolar) değeri akılda kalıcı bir gösterge. Cari fiyatlarla GSYH'nın 2024'te %63,5 artarak 43 trilyon 410 milyar 514 milyon lira seviyesine ulaşması bekleniyor. Yine, döviz kurlarındaki dalgalanmalar da ekonomik istikrarı etkileyebilecek bir diğer kritik faktör. Dolar/TL, haftayı %0,15 yukarıda kapatarak 36,5000 seviyesine geldi.
Özetle, Türkiye ekonomisi açısından yoğun bir hafta geçiyor. TCMB'nin alacağı faiz kararı ve enflasyon verilerinin açıklanması, piyasalarda ne tür bir dalgalanma yaratacağı konusunda önemli bir belirleyici olacak. Bu süreçte, piyasa katılımcıları anketleri, hazine nakit dengesi verileri ve birçok başka ekonomik gösterge de takip edilecek. Ekonominin gidişatı üzerinde etkisi olabilecek tüm bu gelişmeleri göz önünde bulundurmak, yatırımcılar ve ekonomi yorumcuları açısından hayati önem taşıyor.